Objective: Renal infarction is a rare and significant clinical condition caused by renal artery occlusion, which can lead to permanent renal parenchymal damage. This study aimed to present the demographic data, etiologies, and early and longterm treatment outcomes of patients diagnosed with renal infarction. Material and Methods: The medical records of patients who presented to our clinic with acute renal infarction between January 2021-2024 were retrospectively reviewed. In this study, the patients' demographic information, laboratory results, tests conducted for etiological evaluation, treatments administered, and clinical status during follow-up were obtained from hospital databases and analyzed statistically. Approval was obtained from the Van Yüzüncü Yıl Ethics Committee University Non-Interventional Clinical Research Ethics Committee (date: February 4, 2025; no: 2025/01-13). Our study was conducted in accordance with the principles of the Declaration of Helsinki. Obedient. Results: Total of 20 patients were included in the study. The mean age was 64.3±11.3 years. Two patients (10%) had diabetes mellitus, 12 patients (60%) had hypertension, and 4 patients (20%) had atrial fibrillation. Right renal infarction was observed in 10 patients (50%), left renal infarction in 8 patients (40%), and bilateral renal infarction in 2 patients (10%). Etiological investigations revealed the following: a genetic anomaly causing thrombosis in 1 patient (10%), trauma was identified in 1 patient (10%), a hematological disease in 1 patient (10%), and no identifiable etiology in 1 patient (10%). The mean follow-up period was 10 months. The mean creatinine and glomerular filtration rate (GFR) values at 3 months were 1.33 mg/dL and 65 mL/min, respectively. The final mean creatinine and GFR values were 1.1 mg/dL and 68 mL/min, respectively. The mean serum lactate dehydrogenase level at admission was 1,049 U/L. All patients received anticoagulant therapy in the early period. Renal angiography and percutaneous transluminal angioplasty (PTA) were performed at admission in 8 patients (40%) with total renal infarction. After discharge, all patients continued anticoagulant therapy for at least 6 months. During the 10-month follow-up, chronic kidney disease developed in 2 patients (10%). Among the 8 patients (40%) who were diagnosed early and underwent PTA and thrombectomy by interventional radiology, renal function improved in 6 patients (75%), while atrophy of the kidney was observed in 2 patients (25%) whose renal arteries could not be reopened. Among the 12 patients who were treated only with long-term anticoagulant therapy, renal function was preserved in half of them. Conclusion: Early diagnosis, early interventional intervention, and anticoagulant therapy significantly reduce kidney function loss.
Keywords: Acute kidney injury; renal infarction; thrombosis
Amaç: Renal enfarktüs, renal arter okluzyonunun neden olduğu ve kalıcı renal parankim hasarına yol açabilen önemli bir klinik durumdur. Bu çalışmada, renal enfarktüsü tanısı alan hastaların demografik verilerini, etiyolojilerini, erken ve uzun dönem tedavi sonuçlarının sunulması amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Ocak 2021-2024 tarihleri arasında akut böbrek enfarktüsü nedeniyle kliniğimize başvuran hastaların dosyaları retrospektif olarak taranmıştır. Çalışmada, hastaların demografik bilgileri, laboratuvar sonuçları, etiyolojik değerlendirme amacıyla yapılan testler, uygulanan tedaviler ve takip süreçlerindeki klinik durumları hastane veri tabanlarından elde edilmiş ve istatistiksel analizlerle değerlendirilmiştir. Çalışmamız Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulundan onay alınmıştır. (tarih: 4 Şubat 2025; no: 2025/01-13). Çalışmamız Helsinki Deklarasyonu prensiplerine uygun olarak yapılmıştır. Bulgular: 20 hasta çalışmaya dâhil edildi. Ortalama yaş 64,3±11,3. İki (%10) hasta diyabet, 12 (%60) hasta hipertansiyon, 4 (%20) hasta atriyal fibrilasyon hastasıydı. On (%50) hastada sağ böbrek enfarktüsü, 8 hastada (%40) sol böbrek enfarktüsü ve 2 (%10) hastada bilateral böbrek enfarktüsü vardı. Etiyolojiler için yapılan incelemelerde şunlar tespit edilmiştir: 1 (%10) hastada tromboza yol açan genetik anomali, 1 (%10) hastada travma, 1 (%10) hastada hematolojik hastalık ve 1 (%10) hastada etiyolojik neden saptanmadı. Ortalama takip süresi 10 aydı. Ortalama kreatinin ve glomerüler filtrasyon hızı [glomerular filtration rate (GFR)] değerleri üçüncü ayda sırasıyla 1,33 mg/dl ve 65 ml/dk olarak bulunmuştur. Son ortalama kreatinin ve GFR değerleri sırasıyla 1,1 mg/dl ve 68 ml/dk olarak bulundu. Başvuru sırasındaki ortalama serum laktat dehidrogenaz 1.049 (U/I) bulundu. Tüm hastalara erken dönemde antikoagülan tedavi başlatıldı. Total renal enfarktüs bulunan 8 (%40) hastaya, başvuru sırasında renal anjiyografi ve perkütan translüminal anjiyoplasti (PTA) uygulandı. Hastalar taburcu edildikten sonra en az 6 ay boyunca antikoagülan tedaviye devam edildi. Ortalama 10 aylık takip süresince hastaların %10'unda (2 hasta) kronik böbrek hastalığı gelişti. Erken tanı alıp girişimsel radyoloji tarafından PTA ve trombektomi yapılan 8 (%40) hastanın 6'sında (%75) böbrek fonksiyonları daha iyiye doğru giderken, renal arteri açılamayan 2 (%25) hastanın böbreği atrofiye gitmiştir. Sadece uzun dönem antikoagülan tedavi verilen 12 hastamızın yarısında böbrek fonksiyonların korunduğu görüldü. Sonuç: Erken tanı, erken girişimsel müdahale, antikoagülan tedavi böbrek fonksiyon kaybını önemli ölçüde azaltmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Akut böbrek hasarı; renal enfarktüs; tromboz
.: Process List