.: ORİJİNAL ARAŞTIRMA
The Impact of Oral Health-Related Quality of Life and Psychological Factors on Xerostomia
Ağız Sağlığına İlişkin Yaşam Kalitesi ve Psikolojik Faktörlerin Kserostomiye Etkisi
Turkiye Klinikleri J Dental Sci.
doi: 10.5336/dentalsci.2025-111164
Makale Dili: EN
Tam Metin
ABSTRACT
Objective: This study aimed to explore the relationship between psychological factors, quality of life, and the presence of xerostomia in patients seeking dental treatment. Material and Methods: Depression Anxiety Stress Scale (DASS-21), Oral Health Impact Profile (OHIP-14), and The Xerostomia Inventory (XI-11) questionnaires were sent to the patients using WhatsApp and ''Google Forms'' because of the coronavirus disease-2019 pandemic lockdown. Statistical analyses were performed to determine the relationship between the DASS21, OHIP-14, and XI-11 questionnaire scores, using Pearson's correlation test. Results: The study revealed that the prevalence of depression was 24.1%, anxiety was 29.3%, and stress was 20.7%. An increase in depression, anxiety, and stress levels was associated with a higher likelihood of xerostomia (p=0.404; p=0.451; p=0.338). Xerostomia was present in 54.6% of the patients. There was a significant relationship between gender and xerostomia (p=0.028); women were more prone to xerostomia. Age and xerostomia were found to be significantly correlated (p=0.023); xerostomia diminished as age increased. Among the patients in this study, 99.3% had a high quality of life, and xerostomia prevalence increased as the quality of life decreased (p=0.433). Conclusion: However, since the quality of life was high in this study, the high prevalence of xerostomia is more related to psychological conditions such as depression, anxiety, and stress, which increased during the pandemic lockdown.
Keywords: Anxiety; depression; xerostomia; quality of life; psychology; stress
Objective: This study aimed to explore the relationship between psychological factors, quality of life, and the presence of xerostomia in patients seeking dental treatment. Material and Methods: Depression Anxiety Stress Scale (DASS-21), Oral Health Impact Profile (OHIP-14), and The Xerostomia Inventory (XI-11) questionnaires were sent to the patients using WhatsApp and ''Google Forms'' because of the coronavirus disease-2019 pandemic lockdown. Statistical analyses were performed to determine the relationship between the DASS21, OHIP-14, and XI-11 questionnaire scores, using Pearson's correlation test. Results: The study revealed that the prevalence of depression was 24.1%, anxiety was 29.3%, and stress was 20.7%. An increase in depression, anxiety, and stress levels was associated with a higher likelihood of xerostomia (p=0.404; p=0.451; p=0.338). Xerostomia was present in 54.6% of the patients. There was a significant relationship between gender and xerostomia (p=0.028); women were more prone to xerostomia. Age and xerostomia were found to be significantly correlated (p=0.023); xerostomia diminished as age increased. Among the patients in this study, 99.3% had a high quality of life, and xerostomia prevalence increased as the quality of life decreased (p=0.433). Conclusion: However, since the quality of life was high in this study, the high prevalence of xerostomia is more related to psychological conditions such as depression, anxiety, and stress, which increased during the pandemic lockdown.
Keywords: Anxiety; depression; xerostomia; quality of life; psychology; stress
ÖZET
Amaç: Bu çalışma, diş tedavisi için başvuran hastalarda psikolojik faktörler, yaşam kalitesi ve kserostomi varlığı arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamıştır. Gereç ve Yöntemler: Koronavirüs hastalığı2019 pandemi karantinası nedeniyle hastalara Depresyon Anksiyete Stres Ölçeği [Depression Anxiety Stress Scale (DASS-21)], Ağız Sağlığı Etki Profili [Oral Health Impact Profile (OHIP-14)] ve Kserostomi Envanteri [Xerostomia Inventory (XI-11)] anketleri WhatsApp ve ''Google Formlar'' kullanılarak gönderildi. Pearson korelasyon testi kullanılarak DASS-21, OHIP-14 ve XI-11 anket puanları arasındaki ilişkiyi belirlemek için istatistiksel analizler yapıldı. Bulgular: Çalışma, depresyon prevalansının %24,1, anksiyetenin %29,3 ve stresin %20,7 olduğunu ortaya koydu. Depresyon, anksiyete ve stres düzeylerindeki artış, kserostomi olasılığının daha yüksek olmasıyla ilişkiliydi (p=0,404; p=0,451; p=0,338). Hastaların %54,6'sında kserostomi mevcuttu. Cinsiyet ile kserostomi arasında anlamlı bir ilişki vardı (p=0,028); kadınlar kserostomiye daha yatkındı. Yaş ve kserostomi arasında anlamlı bir korelasyon bulundu (p=0,023); kserostomi yaş arttıkça azalıyordu. Bu çalışmadaki hastaların, %99,3'ünün yaşam kalitesi yüksekti ve kserostomi prevalansı yaşam kalitesi azaldıkça artıyordu (p=0,433). Sonuç: Çalışmadaki katılımcıların, yaşam kalitesi yüksek olmasına rağmen kserostomi prevalansının yüksek olması pandemi karantinası sırasında artan depresyon, anksiyete ve stres gibi psikolojik durumlarla daha fazla ilişkilidir.
Anahtar Kelimeler: Anksiyete; depresyon; kserostomi; yaşam kalitesi; psikoloji; stres
Amaç: Bu çalışma, diş tedavisi için başvuran hastalarda psikolojik faktörler, yaşam kalitesi ve kserostomi varlığı arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamıştır. Gereç ve Yöntemler: Koronavirüs hastalığı2019 pandemi karantinası nedeniyle hastalara Depresyon Anksiyete Stres Ölçeği [Depression Anxiety Stress Scale (DASS-21)], Ağız Sağlığı Etki Profili [Oral Health Impact Profile (OHIP-14)] ve Kserostomi Envanteri [Xerostomia Inventory (XI-11)] anketleri WhatsApp ve ''Google Formlar'' kullanılarak gönderildi. Pearson korelasyon testi kullanılarak DASS-21, OHIP-14 ve XI-11 anket puanları arasındaki ilişkiyi belirlemek için istatistiksel analizler yapıldı. Bulgular: Çalışma, depresyon prevalansının %24,1, anksiyetenin %29,3 ve stresin %20,7 olduğunu ortaya koydu. Depresyon, anksiyete ve stres düzeylerindeki artış, kserostomi olasılığının daha yüksek olmasıyla ilişkiliydi (p=0,404; p=0,451; p=0,338). Hastaların %54,6'sında kserostomi mevcuttu. Cinsiyet ile kserostomi arasında anlamlı bir ilişki vardı (p=0,028); kadınlar kserostomiye daha yatkındı. Yaş ve kserostomi arasında anlamlı bir korelasyon bulundu (p=0,023); kserostomi yaş arttıkça azalıyordu. Bu çalışmadaki hastaların, %99,3'ünün yaşam kalitesi yüksekti ve kserostomi prevalansı yaşam kalitesi azaldıkça artıyordu (p=0,433). Sonuç: Çalışmadaki katılımcıların, yaşam kalitesi yüksek olmasına rağmen kserostomi prevalansının yüksek olması pandemi karantinası sırasında artan depresyon, anksiyete ve stres gibi psikolojik durumlarla daha fazla ilişkilidir.
Anahtar Kelimeler: Anksiyete; depresyon; kserostomi; yaşam kalitesi; psikoloji; stres
.: İşlem Listesi